Felsefeye göre, insan kavramı oldukça karmaşık bir konudur ve farklı filozoflar tarafından farklı şekillerde ele alınmıştır. Ancak genel olarak, insan, zihinsel, fiziksel ve duygusal olarak karmaşık bir varlık olarak kabul edilir.
Felsefe tarihinde, insan kavramı genellikle insanın doğası, bilinci, özgürlüğü ve etiği gibi konularla ilişkili olarak ele alınmıştır. Örneğin, Aristoteles, insanı "zoon politikon" (toplumsal bir hayvan) olarak tanımlamış ve insanın toplum içinde yaşamasının doğasında olduğunu savunmuştur.
Descartes ise insanı düşünce varlığı olarak tanımlamış ve insanın özgür iradesi sayesinde dünya ve kendisi hakkında bilgi edinebildiğini savunmuştur. Kant ise insanı ahlaki varlık olarak tanımlamış ve insanın ahlaki yükümlülükleri olduğunu ve bu yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini savunmuştur.
Modern felsefede, insan kavramı daha çok bireysel özgürlük, haklar ve adalet gibi konularla ilişkili olarak ele alınmıştır. Özellikle insan hakları felsefesi, insanın haklarının doğuştan geldiğini ve devletin görevinin bu hakları korumak olduğunu savunur.
Sonuç olarak, insan kavramı felsefede oldukça önemlidir ve farklı filozoflar tarafından farklı şekillerde ele alınmıştır. Ancak genel olarak, insan zihinsel, fiziksel ve duygusal olarak karmaşık bir varlık olarak kabul edilir ve toplum, bilinç, özgürlük, etik ve adalet gibi konularla ilişkilendirilir.